Nakit havuzlama yöntemi, grup şirketleri arasında nakit denkleştirilmesi amacıyla, şirketlerin faaliyetleri sonucunda meydana gelen nakit fazlasının ortak bir havuzda toplanması, grup içinde yer alan ve nakit ihtiyacı olan şirketlerin ise bu havuzdan faydalanmasına imkan sağlayan bir uygulamadır. Vergi mevzuatında yer alan hükümlere göre grup şirketlerinin hukuki statüsü “ilişkili kişi” tanımına göre değerlendirilmektedir. Bu bağlamda nakit havuzundan sağlanan borçlanmalar örtülü sermaye üzerinden kur farkı hariç olmak üzere, faiz ve benzeri şekilde gerçekleşen ödemeler veya hesaplanan tutarlar, örtülü sermaye şartlarının oluştuğu hesap döneminin sonu itibarıyla dağıtılmış kar payı sayılmaktadır. Ancak son dönemde uygulamada ve yargı kararlarında örtülü sermaye kapsamında borç veren şirket nezdinde elde edilen faiz gelirlerinin kar payı sayılabilmesi için, borç kullanan ve bunun karşılığında faiz ödeyen şirketin mali karının bulunması diğer bir ifadeyle zarar beyan etmemiş olması şartı benimsenmiştir. Bu noktadan hareketle çalışmanın amacı, Türkiye’de holding bünyesinde yer alan grup şirketlerinin nakit havuzlama yöntemiyle finansman ihtiyaçlarını vergi planlaması yaparak karşılayıp karşılamadıklarını özelge ve yargı kararları çerçevesinde vaka çalışması ile ortaya koymaktır. Yapılan vaka analizi sonucunda bir holding bünyesinde yer alan grup şirketlerinin ortaklarına dağıtması gereken nakit fazlalıklarını, vergi planlaması yapmak suretiyle vergi ödemeden grup içinde mali karı bulunmayan diğer grup şirketlerine (zarar beyan eden) aktardıkları tespit edilmiştir.
The cash pooling method is an application that allows the companies within the group to benefit from this pool in order to balance the cash between the group companies, and to collect the excess cash resulting from the activities of the companies in a common pool. According to the provisions of the tax legislation, the legal status of the group companies is evaluated according to the definition of "associated person". In this context, the borrowings obtained from the cash pool, excluding the exchange difference over the disguised capital, payments realized in the form of interest and similar amounts or the calculated amounts are considered as distributed profit shares as of the end of the accounting period in which the disguised capital conditions are met. However, in the last period, in practice and in judicial decisions, in order for the interest income from the lender company to be counted as a profit share, it has been adopted that the company that uses debt and pays interest in return must have a financial profit, in other words, it should not have declared a loss. From this point of view, the aim of the study is to reveal whether the group companies within the holding structure in Turkey meet their financing needs by means of cash pooling, through tax planning, with a case study within the framework of rulings and judicial decisions. As a result of the case analysis, it has been determined that the group companies within a holding structure transfer the excess cash they need to distribute to their partners, by making tax planning, to other group companies (which declare a loss) without paying taxes.