Diğer işletmelerde olduğu gibi hastane işletmelerinde de üst yöneticiler tarafından belirlenen hedeflere ulaşabilmek için etkili bir iç kontrol sisteminin tasarlanması ve uygulanması son derece önemlidir. Etkili bir iç kontrol sistemi verimliliğin artırılmasında, risklerin önlenmesinde ve işletme amaçlarına ulaşmada katkıda bulunmaktadır. Bu bağlamda bu çalışmada; birden fazla şubesi bulunan özel bir hastanede iç kontrol sisteminin COSO iç kontrol modeli bileşenleri çerçevesinde bu bileşenlere uyum derecesinin çalışanlarca değerlendirilerek, bu değerlendirmelerin farklı direktörlüklerde çalışanlar açısından farklılaşıp farklılaşmadığının ortaya konulması amaçlanmıştır. Araştırmaya katılanların iç kontrol modeline ilişkin ankette yer alan ifadelere yüksek bir oranda (X̄= 3,81) katıldıkları görülmüştür. Alt boyutlar açısından da; en yüksek düzeyli katılımın “izleme” boyutu içerisinde yer alan ifadelere, en düşük düzeyli katılımın ise risk değerlendirme boyutunda yer alan ifadelere ilişkin olduğu görülmüştür. Ayrıca katılımcıların COSO bileşenlerine yönelik değerlendirmeler açısından, çalıştıkları direktörlükler açısından anlamlı bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir.
As in other businesses, it is extremely important to design and implement an effective internal control system in hospital businesses to achieve the goals set by senior managers. An effective internal control system contributes to increasing efficiency, preventing risks and achieving business goals. In this context, in this study; in a private hospital with more than one branch, it is aimed to evaluate the degree of compliance of the internal control system with these components within the framework of the COSO internal control model components by the employees and to reveal whether these evaluations differ in terms of employess in different directorates. It was observed that the participants of the research highly agreed (X̄= 3,81) with the expressions in the questionnaire regarding the internal control model. In terms of sub-dimensions; it was observed that the highest level of participation was related to the statements in the ‘monitoring’ dimension, while the lowest level of participation was related to the statements in the risk assessment dimension. Moreover, it was determined that there was no significant difference in terms of the evaluations of the participants’ COSO components, in terms of the directorates they worked with.