Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişle birlikte dünyada kırdan kente hızlı bir göç hareketi yaşanmıştır. Zamanla kentlerde yaşayan nufusun sayısındaki artış kentsel mekânda nüfus yoğunluğunu da arttırmıştır. Kentlerdeki bu hızlı nüfus artışı plansız büyüme, konut yetersizliği ve altyapı sorunları başta olmak üzere ciddi fiziksel sorunlar ortaya çıkarmıştır. Bu fiziksel sorunların yanı sıra kent kimliği, hemşerilik bilincinin kaybolması, hukuksal adaletsizlikler ve insan hakları gibi konularda da sosyal sorunlar olmuştur. Kentsel alanda yaşanan bu sorunların derinleşmesi ile hukuksal ve yönetsel açıdan mevcut durumu iyileştirici çeşitli düzenlemelerin yapılması gündeme gelmiştir. Bu doğrultuda, 1970'lerde ortaya çıkan üçüncü kuşak haklar, kente özgü farklı bir platformda tartışılmıştır. Bu sistematik çabalar sonucunda 1992 yılında kabul edilen Avrupa Kentler Şartları kentli haklarının ortaya çıkmasında önemli bir gelişme olmuştur. Bu bağlamda çalışma, Türkiye'de ‘kentli hakları’ üzerine hazırlanan tezler için nicel ve nitel analizler yapmayı amaçlamaktadır. Çalışmada nitel araştırma teknikleri arasında yer alan doküman inceleme yöntemi kullanılmıştır. Çalışma neticesinde Türkiye'deki hukuki ve idari yapıyı yakından etkileyen kentli hakları konusunun lisansüstü tezlerde hangi yönleriyle ele alındığı ortaya konulmuştur.
As a result of the transition from agricultural to industrial society, there has been a rapid movement of people from rural to urban areas around the world. As the number of people living in cities has grown, so has the population density of cities. This rapid population growth in cities has revealed serious physical problems, especially unplanned growth, lack of housing and infrastructure problems. In addition to these physical problems, there were also social problems in terms of urban identity, loss of citizenship consciousness, legal injustices and human rights. With the deepening of these problems in the urban area, it is aimed to make various arrangements that will improve the current situation in terms of legal and administrative aspects. In this direction, the third generation rights that emerged in the 1970s were discussed on a different platform specific to the city. The European Cities Charter, adopted in 1992 as a result of these systematic efforts, has been a significant development in the emergence of urban rights. The study's goal in this context is to conduct quantitative and qualitative analyses for theses on 'urban rights' in Turkey. The document analysis method, which is one of the qualitative research techniques, was used in the study. As a consequence of the investigation, it has been revealed in which aspects the subject of urban rights, which closely affects the legal and administrative structure in Turkey, is discussed in graduate theses.